Bu albümün küfürlü olmaması müziğine bir kısıtlama getirmez mi?

Tabii getirir ama artık çantamda CD satmak istemiyorum. İnsanlara nasıl satarım düşüncesi yok artık. Artık konserden sonra kaçan biri değilim. Kuliste biri yanıma geldiğinde sorularını yanıtlarım, onlarla kucaklaşırım. Fotoğraf çektiririm, muhabbet ederiz. Star düşüncesi bana göre değil. Komplekssiz biriyim ben. Benim annem, babam yok. Ailem, beni sevenler. Onların sevgisine ihtiyacım var.

İkinci albümünü ekimde çıkarmak istediğini duydum. Hazırlıklar nasıl gidiyor?

İlk albümümü çıkaran İrem Records’tan ayrıldım. Kendi prodüksiyon şirketimi kurdum. Doğrusunu söylemek gerekirse albüm çıkmadan 2-3 hafta önce stüdyoya girerim, şarkılarımı orada yapar çıkarım. “Her Ayın Elemanı” albümünde 14 şarkı var. Her gün bir şarkı yaparak iki haftada bitirdim işi. Yine öyle olacak. Ekim ayında stüdyoda yapacağım. Önceden söz yazmıyorum. 30 Ekim’de doğum günüm. Kendime hediye vereceğim bu albümle.

Biraz kendinden bahseder misin?

1972 Almanya doğumluyum. 1984’te ailemle Türkiye’ye geldim. Daha sonra annemle babam vefat etti. İşçi bir ailenin çocuğu olarak büyüdüm. Ben de bir süre fabrikalarda işçi olarak çalıştım.

Uzun yıllardır rap’in içindesin. Hatta yasal olmayan altı albümün de var. Seni bu müziğe yönelten esas şey neydi?

Rap ile tanışmam Türkiye’de oldu. 1988’de Almanya’da çok daha fazla yoğunlaştı bu olayç Ailem ölünce yalnız kaldığım için kendi kendime “Bok yoluna düşmeden efendi ol” dedim. Birçok arkadaşımın hayatı söndü uyuşturucudan- gasptan. Ben de fabrikada üç vardiya çalışmak istemiyordum. Bu dünyaya bir kere geliyoruz, niye istemediğimiz şeyi yapmayalım değil mi?

Bu albümden önce altı tane daha yapmıştın ama sadece “Her Ayın Elemanı” albümünün bandrolü var…

Onlar underground kaldılar. Ama onların hiçbir anlamı yok. Sonuçta profesyonelce düşünmeyen herkes undergroundum diyor. Başarılı olamayınca bunun arkasına saklanıyorlar. Önceki albümlere bandrol alamayışımın nedeniyse küfürlü olmalarıydı.

“Her Ayın Elemanı” güzel dokundurmalar yapan bir albüm olmuş…

Bu albüm benim için çok önemli. Kabuğumu kırdığım ve tüm benliğimi yansıttığım bir albüm oldu. Altı albümdür söyleyemediğim şeyleri bu albüme aktardım.

Albümde Sagopa’ya diss yapıyorsun…

Evet. Sagopa konserlerde playback yapıyor. Eğer konserde canlı okumayacaksan, sen stüdyo sanatçısısın demektir. Sadece stüdyoda okumakla bu iş olmaz. Diss neden yapıyorum peki? Çünkü ondan cevap bekliyorum ki daha sonra ona bir cevap yazabileyim. Ayrıca bu albümde Ali Atıf Bir’e de laf atıyorum Tembel şarkısında. Pamela ile bir reklam filminde oynamıştım. Bize bok atıyor. Rapçilerin gereksiz olduğunu söylüyor. Tabii rahatsız etti beni bu durum.

Ülkemizdeki hip hop ortamında diss atmak doğru karşılanmıyor. Sen neler söylemek istersin bu konuda?

Aslında diss bir hesaplaşmadır. Keşke insanlar mikrofonlarını ellerine kozlarını sadece ve sadece sahnede paylaşsalar. Birbirimizi bıçaklayacağımıza diss atalım değil mi ama. Yalnız dediğin gibi bu bizim ülkemizin felsefesine uygun bir şey değil. Yeteri kadar uygun ve hazır değiliz buna. İnşallah ileride aşarız.

Son zamanlarda neler dinliyorsun?

Beş yıldır müzik dinlemiyorum neredeyse çünkü birincisi dinleyebileceğim bir müzik yok, ikincisi etki altında kalmak istemiyorum.